12 Kasım 2011 Cumartesi

Güçler - Ursula K. Leguin

Çeviri: Çiğdem Erkal İpek
Batı Sahili üçlemesinin sonuncusu Güçler... Bu kez hikaye, bir köle olarak doğmuş olan Gavir'in başından geçiyor. Gavir'in özgürlüğünü kendini arayışı hikayesi.. Yine bir genç, yine bulunduğu topluma ayak uyduramayan bir üstün kişilik.. Lakin bu kez köle ve köleliğinden de memnun aslında..

Gavirin yaşadığı yerde de güçlü evler var ve bu güçlü evler, hem diğer evlere karşı ayakta durmak hem de kölelerini serinin diğer kitaplarında ele alınandan daha vahim şekliyle kullanmak için yaşıyorlar denilebilir.. Burada köleler bir mal'dan farklı değil lakin Gavir'in yaşadığı ev olan Arkamand hanesinin anne ve baba Arka'sı diğer evlerden çok daha şefkatliler. Çocukları ve köleler birlikte eğitim alıyor, birlikte yaşıyor ve birlikte seyahat ediyorlar.

Kahramanımız Gavir'in gücü olmamış şeyleri hatırlaması ve öğrendiği hiç bir şeyi unutmaması üzerine. Evde öğretmenleri Everra, Gavir'i kendi yerine geçecek öğretmen olarak yetiştiriyor. Çünkü Gavir okumayı çok seviyor (Serinin diğer iki kitabında da üzerinde durulan okumak, burada da baş rolde aslında. Tabi ki o kitaplarda da adı geçen yasaklı kitaplar yine bunda da bulunuyor..) ve çok iyi bir öğrenci, asla okuduğu hiçbir şeyi unutmuyor.. Ayrıca gizli tutmak zorunda olduğu geleceği hatırlamak gücü de mevcut.. Tüm bunlar O'nun evdeki yerini sağlamlaştırdıkça sağlamlaştırıyor..

Gavir'in bir de ablası Sallo var, o da vermelik kız olarak iyi bir eğitim alıyor. Evin en büyük oğlu Yaven için yetiştiriliyor Sallo. Yaven ailenin geleneklerine uygun, yakışıklı, nazik, adaletli ve güçlü.. Ayrıca o da Sallo'ya aşık.

 Buraya kadar her şey yolunda gidiyor, herkes kendi halinden memnun, başka bir hayatın varlığından da bihaber tabi ki.. Lakin Ailenin başka çocukları da var. Evin acımasız ve kölelerden nefret eden oğlu Torm ve Gavirle arasında aşka doğru giden bir bağ olan zarif Astano..

Torm günün birinde köle bebek Miv'i öldürüyor, aile bunun üzerini örtüyor, ne de olsa bebek bir köle.. Bu olanların üzerine Gavir aileden uzaklaşmaya başlıyor fakat hala suçun sadece Tormda olduğuna inanıyor.. Lakin terslikler devam ediyor ve Arkamand ailesi bir savaşa giriyor. Savaşı kumanda etmek için de zeki ve güçlü Yaven seçiliyor. Yaven'in gidişiyle her şey değişiyor.. İktidar küçük kardeş Torm'a geçiyor ve Torm köleler için hayatı bir cehenneme dönüştürüyor..

Gavir tüm bunlara rağmen aileye olan saygısından sessizce kölelik mesaisine devam ediyor ta ki.. Torm bir gece Sallo'yu arkadaşlarına peşkeş çekip tecavüz ettikten sonra öldürene kadar.. Bu olaya kadar nasıl bir yasaklar cehenneminde yaşadığını fark edemeyen Gavir bir kez daha değişimin kucağında buluyor kendini. Şehirde rahiplerin kitap taşıma görevleri sırasında yasaklı olan bir kaç kitapla tanışıyor. Denios'un 'Dönüşümler'i ve Orrec Caspro'nun 'Kainat'ı bunlardan ikisi. Caspro'yu hatırlamak çok zor olmasa gerek, bizim Orrec işte :) Bu yasaklı kitaplarla özgürlüğü, insan olmayı, hayatı sorgulamaya başlıyor ve evden kaçmaktan başka çaresi olmadığını anlıyor artık. Gidilecek yer belli. Ev.. Bir zamanlar kendisine ve Salloya ait olan.. Hiç tanımadığı ailesini aramaya başlıyor Gavir. Dış görünüşünden ve Everra'nın anlattığı bir kaç anıdan yola çıkarak bataklık insanlarına doğru gidiyor. Reddediliyor, inat ediyor, kabul ediliyor.. Gücünün nereden geldiğini öğreniyor. Bu gücü kullanmak isteyenler çıkıyor bir gün meydana ve onlardan da kaçıyor.

Kaçak kölelerin kurduğu Barnacılar denen birliğe katılıyor bizim ufaklık.. Başlarda her şey hayal ettiği gibi mükemmel görünse de, okumuş kimliğiyle Barnacıların başı olan adamın takdirini kazanıp onun küçük 'saray'ına yerleşse de, bu adamın da kendi kölelik düzenini kurduğunu kısa zamanda fark ediyor. Hatta Onun evinde bir isyan başlatıyor ve bir kölelikten daha firar ediyor bu kez yanında kaçırdığı Melle isimli bir kız çocuğuyla beraber..

Melleyle beraber bir firar yolculuğu daha başlıyor, uzun süre denizden gidiyorlar, ağabey ve onun erkek kardeşi Miv kılığında. Köylere, konuk evlerine uğruyorlar. Barnacılardan kaçıyorlar.. Kaçış sırasında limanlardan birinde Torm çıkıyor karşılarına, Hatırladığı gelecekten biliyor ki Gavir, ona yakalanmamalı ve Urvile'e ulaşmalılar. Urdile'de kölelik yok, herkes özgür. Bütün kitaplar özgürce okunabiliyor..

Çetrefilli bir kaç olayın ardından Torm'dan sonsuza dek kurtuluyor ve Urdile'e ulaşıyorlar ağabey kardeş.. Ve Urdile'de Profesörlüğü reddeden Caspro'nun evine bir uğrayıp iş istemeyi düşünüyorlar. Caspro, karısı Gry, evcil bir arslan ve genç ve güzel bir kız olan Memer onları bir süre evde alıkoymak istiyorlar.. Hikayelerini dinliyor, onları evlerinde yaşayıp, Caspronun ayaklı kütüphanesi olarak işe almayı teklif ediyorlar..

Üç kitabın sonunda doğdukları esaretten kaçmayı başarmış ve bunu yaparken sahip oldukları güçleri pekiştirip özgürlüğe ermiş beş kişi ve bir arslan.. Gry ve Orrec, Memer ve Gavir'in anne-babası olsaydı ve Melle de torunları :)) Ursula abla bu bağlamayı duysa beni mi öldürürdü yoksa intihar mı ederdi bilemedim :P

Okuyun efenim. İhmal etmeyin.
Diyorlar ki bu seri çocukları hedef almış. Almışsa almış canım. Biz de büyümüş sayılmayız ki. Hem ayrıca on beş yaşımda vardı da bu seri, ben mi okumadım.. Kitapların kıymetini anlatıyor en başta,  kölelikten, insanlıktan, özgürlükten bahsediyor. Aile kavramını irdeliyor, toplum olmayı anlatıyor. Her şeyden önemlisi 'iyi' insan olmayı övüyor çocuklara.. Biz çok biliyoruz ya (!) bunları işte bu yüzden seri çocuklara hitap ediyor. Yok ya! Ged için de demişlerdi aynısını. Takmayın siz efenim. Okuyun. Becerebilirseniz de okutun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder